25 Eylül 2012 Salı

Yorgun Annelere Öneriler

Sakinleş
Yavaştan al.Bebeğin yeni dünyaya panik ve arızalı bir annenin kollarında alışmak durumunda kalmasın.

Evle İlgili SORUMLULUKLARINI AZALT
Lütfen bir süre sadece anne ol.Bırak çamaşırlar o gün ütülenmesin veya dolabın üstü tozlu kalsın.

Uyu...uyu...uyu...
Bulabildiğin ilk fırsatta,kısacık da olsa UYU.Bebeğin gözünü yumduğu anda sen de kapat gözlerini.'Benim hiç hayatım kalmadı' diye ağlayacağına UYU.Bak nasıl enerji ve sütle doluyorsun? Gerginliğin de nispeten azalıyor. 

Her Türlü Yardımı Kabul Et
Bebeğini ver yarım saat bir arkadaşına, annene, komşuna. Onlar sallasın biraz da. Git sıcacık bir banyo yap. Cildine krem sür, saçlarını tara. İnsan gibi görün. Sonra da aynaya bak. Yenilendiğini gör. Anne olmanın insanın beynindeki gizli saklı odacıkların bir kısmını açtığına inanıyorum ben artık.

Bebeğin Aslında Ağlamıyor
Yani ağlıyor da başka türlü derdini nasıl anlatacağını bilmediği için ağlıyor. O yüzden hele hele yeni doğan bebeğin her ağladığında lütfen kollarına al. 'Kucağına alma, alışır' diyenlere de benim telefon numaramı ver. Sırf senin kokuna ihtiyacı olduğu için de ağlıyor olabilir. Çünkü onun kendini güvende ve sevildiğini hissettiği tek yer senin kolların. 

Hem Kendinden Hem de Bebeğinden Fazla Bir Şey bekleme.DURUMU KABULLEN
Sen yorgun, tecrübesiz yeni annesin, o da henüz nerede bile olduğunu anlayamayan bakıma muhtaç bir küçük bebek. 

Etraftan Gelen Eleştirileri veya Bebek Karşılaştırılmalarını DİNLEME
Her bebek farklıdır. Onlarınki koydun mu deliksiz 8 saat uyuyor olabilir. Olsun senin bebeğin de eminim çok iştahlı olacak. Üstelik kimse bebeğinin olumsuzluklarını paylaşmaz. Hep iyileri söylerler. Deliksiz uyurlar hep, boyları kiloları ortalamanın hep üstündedir. Çok usludurlar, çok zekidirler bla bla bla... İştahsızlıklardan, ağlama krizlerinden falan kimse bahsetmez. O yüzden senin moralini bozacak sözlere kulağını tıka ve bu tip insanları da bir süre kendinden uzak tut. 

ŞÜKRET
Bir çocuk sahibi olabildiğin için. 

DUA ET
Sağlıklı, mutlu ve şanslı olması için 

16 Eylül 2012 Pazar

10 Aylık Gelişim

Yaptı: Annesiyle "hoooppp ve çığlık atmaca"oynuyor

''Hoooppp''oyunu oynuyor. Ben hooppp dediğimde oturur pozisyondayken kendini geriye doğru benim ellerime bırakıyor, anneside boynundan öpücük alıyor,sonra tekrar kalkıp kahkahalara boğuluyoruz birlikte.Birde ''çığlık atma''oyunumuz var ki evlere şenlik.Ben çığlık atıyorum,oğlum çığlık atıyor,çığlık çığlığa kalıp annesiyle birlikte kahkahalara boğuluyor.Yakında komşu teyzeler kapıya gelir, annesi için sen bu çocuğa bağırıyorsun diye,oysa bilmiyorlar ki biz oyun oynuyoruz.
23 Ağustos 2012 Perşembe

İlk kez: Birşeyler anlatmaya çalışıyor''

bjcndsnkçcjkncm nbnckewnjknk hvxcd''bişiler anlatıyor ama biz henüz anlamıyoruz.Çok geveze olacak annesi gibi. Babası annesinin bu tatlı dili güler yüzü olmasaydı evlenir miydin?hıhhh :P Sanırım yürümeden önce konuşmaya başlayacak.
23 Ağustos 2012 Perşembe

İlk kez: Alkış ve bay bay yapıyor

Artık ''alkış'' ve ''bay bay''yapmayı öğrendi.Artık sabahları babasını işe uğurlarken bay bay yaparak uğurluyor.Annesinin de çok hoşuna gitmiş olmalı ki sabahtan akşama kadar alkış yaptırıyor.
24 Ağustos 2012 Cuma

İlk kez: Tutunarak kalkıyor ve çekmeceleri, dolapları karıştırıyor

Her yerden tutunarak çok kolaylıkla ayağa kalkabiliyor, daha tehlikeli olmaya başladı.Nerde çekmece ve dolap var kaan efendi orda.Hatta bu sabah mutfağı toplarken,gizlice yatak odasına kaçıvermiş ve gardolabın çekmecesini olduğu gibi dışarı boşaltmış.Bi gittim,şaşkınlıklar içindeyim ama küçük sıpam hiç birşey olmamış gibi annesine bile hiç pas vermeden boşaltmaya devam etti.Ordan yeni hedefi portmantoydu,doğruca oraya yol alıp,ayakkabı dolabını açıp kapatmaya başladı.Ama eli sıkışacak diye tırsmıyor da değil hani ama yaramazlık oğlumun göbek adı, vazgeçmek olmaz.
24 Ağustos 2012 Cuma

İlk kez: Bardaktan su içti

Bardaktan su içti.
27 Ağustos 2012 Pazartesi

Yaptı: Evi keşfetmeye başladı

Mutfak dolaplarını,çekmeceleri,dip köşeleri karıştırmaya başladı bile :)Annesinin işi var küçük sıpayla,annesi sen istemesende o çok seviyor karıştırmayı,evi keşfetmesi lazım.
04 Eylül 2012 Salı

İlk kez: 

Elleri ve bacakları üzerinde maymun misali yürüyor

Her yerden tutunarak kalkıyor

Oturmak için totosunun üzerine düşerkende bir kaç saniye tay tay durup öyle düşüyor.

Ben artık emekleme ve sıralama olayını aştı çoktan, artık emeklerken elleri ve bacakları üzerinde maymun gibi yürüyor, sanırım ayağa kalkma çalışmaları içerisinde.Bu arada her yerden tutunarak rahatlıkla kalkıyor,duvar,koltuk,vitrin camı hiç farketmiyor.Oturmak için totosunun üzerine düşerkende bir kaç saniye tay tay durup öyle düşüyor.
04 Eylül 2012 Salı

Büyüdü: 

Boy: 72cm Ağırlık: 9,50kg Baş çevresi: 45cm 
04 Eylül 2012 Salı

Yaptı: Müzik duyunca alkış yapıyor

Müzik duyunca alkış yapıyor ve çok mutlu oluyor.
05 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Seyahat nedeniyle babasından üç gün ayrı kaldı

Babasından ayrı 3 gün geçirdi.Babası iş nedeniyle önce Paris'e ordan da Almanya'ya gitmek zorunda kaldı.Babasını temsilen babaannesi geldi, bizi yalnız bırakmamak için.
10 Eylül 2012 Pazartesi

İlk kez: Üstten ön iki dişi çıktı

Nihayet ilk 2 dişinden 4 ay sonra üstten 2 dişide çıktı.Toplam 4 dişi oldu.Aylardır ne zaman çıkacak diye merakla bekliyorduk.3 gündür huysuzdu,annesini canından bezdirdi,uyumak istemiyor,durup dururken ağlıyor.Allahtan ateşi ve gece saat başı uyanmalarım olmadı
11 Eylül 2012 Salı

Yaptı: Annesine şımarıklık yapıyor

Annesi salonun ortasına uzanınca, onun üstüne kapaklanmaya,sırnaşmaya,şımarıklık yapmaya,ce ee oynamaya bayılıyor.Annesinin heryerini öpüyor,yanağını,kolunu,bacağını nereyi çıplak bulursa öpüyor(öpme derken emme).Oynarken annesi aniden sesler çıkarınca kahkahayı basıp, annesini taklit ediyor.
14 Eylül 2012 Cuma

13 Eylül 2012 Perşembe

İnatçı Çocuklarla Nasıl Başa Çıkılır?

Kaan'mın inatlaştığı anlardan bir kare

Aslında hepimizin inatçı olduğu bir çocukluk dönemi yok mudur?
Ebeveynlerine bağımsız bir birey olduklarını kanıtlamaya çalışan çocuklar, bunu başaramadıklarını düşündüklerinde anne-babalarıyla inatlaşmaya başlıyor. Bu nedenle uzmanlara göre, çocuklarla gereksiz yere çatışmaya giren anne-babalar, iletişimsizliğin temelini atıyor.


Çocuklarda inatlaşmanın her yaş döneminde görülebileceğini belirten uzmanlar, çocukların bağımsız birer birey olduklarının farkına varmaya başlamaları ve dünyayı keşfetme meraklarının, inatlaşma sürecini tetiklediğini bildiriyor.

Uzmanlara göre çocuklar, anne-babaları ve çevresindekilerle ayrım yapmaksızın her zaman ve her konuda çatışmaya girebiliyor. Çocukların bir inatlaşma nöbeti süresince fikir değiştirdiğine de tanık olabilir ve bazen neyi isteyip neyi istemediğini bile anlamayabilirsiniz. Örneğin, acıkmıştır ama evdeki yemeği yememekte direnir. Söz gelişi hamburger ister, hamburgerciye gidersiniz. 'Ben bundan istememiştim ötekinden al' diye tutturur. Diğer mönüden aldığınızda ise başka bir bahane bulur. Birinizden biri yenik düşene kadar bu sürtüşme devam edebilir. Çocuklarla inatlaşma dönemlerinde her iki tarafın da amaçlarını açıkça ortaya koyması gerektiğini öneren uzmanlar, amaçların ona yemek yedirmek, bir oyuncakçının önünden geri çekmek veya uyutmak gibi çok çeşitli olabileceğini ifade ederek, onun ise tek amacının sizin dediğinizin tersini yapmak olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar bu davranışın nedenini ise; çocuğun anne-babaya karşı bağımsız bir birey olduğunu ve kendi tercihlerini kendisinin yapabildiğini kanıtlamak istemesi olarak açıklıyor. Pek çok anne-babanın bunun farkında olmadığı için çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girdiklerini kaydeden uzmanlar, ebeveynlerin kendilerini de çocuklarını da yıprattıklarını söylüyor.

Uzmanlara göre daha da kötüsü, bazı çocukların bunu bir alışkanlık haline getirdiğini ve daha ileriki yaşlara taşıdıklarını bildirerek, anne-babanın ise bu çatışmalara çözüm olarak şiddete başvurmaya başladıklarını da belirtiyor. Kısacası, küçük yaşlarda başlayan, çocukların gelişiminde çok doğal olan inatlaşma, anne-baba ve çocuk arasındaki iletişimsizliğin başlangıç noktası olabiliyor.

"SAHADA OLMADIĞINIZI VE FUTBOL OYNAMADIĞINIZI UNUTMAYIN"

Uzmanlar, anne-babaların çocukla çatışmaya girdiğinde yapması gerekenleri şu şekilde sıralıyor:

"- Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Derin bir nefes alın ve içinizden, 'O sadece bir çocuk' deyin. Öfkeli bir tavır takınmayın, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterin.

- Sahada olmadığınızı ve futbol oynamadığınızı unutmayın. Her ikiniz de kazanabilir, her ikiniz de amacınıza ulaşabilirsiniz. Unutmayın; amacınız ona kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu ispatlamak değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalıdır.

- İstediği şeyi neden yapamayacağınızı basit bir şekilde açıklayın ve açıklama yaparken, bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğunuzu mutlaka belirtin. Onun istediği şeyi sizin de istediğinizi, ama koşulların buna izin vermediğini söyleyin. Duygularını paylaştığınızı bilmek onu hem rahatlatacak, hem de sizi ona sürekli engeller koyan bir düşman olarak görmesini engelleyecektir.

- Ona kararlı ve tutarlı, fakat sevecen bir tavırla yaklaşın. Önce 'hayır' dediğiniz bir şeye sonradan 'evet' derseniz, çocuğunuz bunu size karşı sürekli kullanmaya başlayacaktır. Başka zaman ve durumlarda da siz pes edene kadar sizinle çatışmaya devam edecektir.

- Gerekli açıklamaları yaptıktan, üzgün olduğunuzu söyledikten ve bu konuda kararlı olduğunuzu hissettirdikten sonra ona biraz zaman tanıyın. İstediğini elde etmek konusunda bir süre sonra sizinle yeniden inatlaşmaya başlarsa hiç tepki vermeyin. Birkaç denemeden sonra
vazgeçecektir.

- Çocuğunuz her şeye rağmen sizinle inatlaşmaya devam ediyorsa, dikkatini istediği şeyden başka bir noktaya çekmeye çalışın. Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek, oyun ya da herhangi bir şey olabilir. Çocuğunuz sakinleşene kadar ilgisini çekebilecek değişik alternatifler deneyebilirsiniz. Bu, küçük yaştaki çocuklarda daha çok geçerlidir. Ancak okul yaşına kadar, hatta bazen daha sonrasında bile bu yöntemin yararını görebilirsiniz.

- Çocuğunuza seçenekler sunun, böylece onu bağımsız bir birey olarak tanıdığınızı, onun kararlarına saygı duyduğunuzu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararları verebildiğini ve onun seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir. Siz de makul birkaç seçenekten birini kabul ettirebildiğiniz için kendinizi rahat hissedeceksiniz. Sunduğunuz seçenekler ne kadar az olursa çocuğunuzun karar verme süresi de o kadar kısa olur. Sunduğunuz seçeneklerin, herhangi birinin seçilmesi durumunda onayladığınız seçenekler olmasına dikkat edin ki, yeniden bir anlaşmazlık yaşamayın."
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Çocuk İnadı İle Baş Etmenin Yolları


Yaşı iki civarında seyreden çocuğunuz şimdiden sizinle boynuz tokuşturuyorsa ve siz büyüyünce ne olacak diye korkuyorsanız; korkunuz yersiz. İnat, bu yaş çocuklarının en büyük özelliğidir.Belli durumlarda çocuğunuzun inadıyla baş etmek için ipuçları...

OYUNCAĞINI PAYLAŞMIYORSA

Diğer çocuklar gelmeden önce çocuğunuzun en sevdiği oyuncakları ortadan kaldırın ve en az iki çocuğun beraber oynayabileceği oyun ve oyuncakları göz önüne koyun. Bir çocukla oyuncağını paylaştığını gördüğünüz anda da onu bir aferin veya kucaklamayla ödüllendirin.kadinca.net

TELEVİZYON İZLEMEKTE ISRARCI OLUYORSA

Çocuğunuz yanınızdayken ekran karşısında harcadığınız zamana dikkat edin. Onunla ilgilenmek yerine televizyon izlediğinizi gördüğünde, bunun hayatın önemli bir parçası olduğunu zannedecektir. Çocuğunuzun ne kadar süreyle televizyon karşısında olacağına ve hangi programları izleyeceğine karar verin ve bunu ona mutlaka söyleyin.

YEMEK YEMEYİ REDDEDİYORSA

Yemek yerken çocuğunuzla konuşun veya onunla beraber siz de yemek yiyin, böylece yemek yiyerek dikkatinizi çektiği fikri zihnine yerleşir. Yediği yemeğe dair net cümleler kullanarak çocuğunuzu kutlayın. Çocuğunuzun masayı kurmanıza yardımcı olmasını sağlayın. Yemek saatlerini eğlenceli hale getirin.kadinca.net

EVE GİTMEK İSTEMEZSE

Misafirliğe gittiğinizde eve dönmemek için ayak mı diretiyor? Kalkmadan 5 ya da 10 dakika önce çocuğunuza eve gideceğinizi haber verin. Eşyalarını ve oyuncaklarını toplarken eğlenmesini sağlayın. Eve gidince neler yapacağınız konusunda onu heyecanlandırın
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------




5 Eylül 2012 Çarşamba

Bebeklere Ev Yoğurdu

EV YOĞURDU NASIL MAYALANIR?

Birçok annenin yoğurt yapımında sıkıntı çektiğini,tutturamadıklarını biliyorum.Ben de ilk başlarda defalarca yoğurt yapımı denemelerinde bulunmuş ve tutturamamış bir anne olarak sizlerle paylaşmak istedim.Neyse ki şimdi hiç fire vermiyorum,taş gibi yoğurt yapmayı öğrendim nihayetinde ama öğrenene kadar kimbilir kaç kavanoz yoğurt ziyan etmişimdir :) Oğlum ek gıdaya geçtiğinden bu yana ailecek biz hiç market yoğurdu yemiyoruz,hem kendimize hem oğluma aşağıda tarifteki şekilde mayalıyorum.Darısı başınıza artık :)

Yoğurt Mayalamanın Püf Noktaları


  • Yoğurt yapılışında en önemli püf noktası sütün sıcaklığı. Süte parmağınızı sokup sekize kadar sayın, eliniz sütün sıcaklığına dayanacak ısıda olmalı.
  • Mayanızı kullanmadan önce ayrı bir kap da ılımış sütle seyreltin yani mayanın üzerine çok az ılık süt ilave edip karıştırın ve kavanozdaki sütün içine öyle katın.
  • Mayalık yoğurdu süte mümkünse tahta kaşıkla çalın.Sütün çok ılık olması yoğurdun mayalanmasını engelliyor.
  • Sütü mayalanmaya bıraktıktan sonra hareket ettirmemek gerekiyor.
  • Üstünü de çok sıkı örtmelisiniz.Süt çabuk soğursa mayalanma olmaz.(ben polar örtü örtüyorum,sıcaklığı güzel muhafaza ediyor)
  • Kışın radyatörlerin üzerine koyabilirsiniz.Böylece sütün sıcaklığı korunmuş olur. 
  • 5-6 saat sonra açıp, yoğurdu fazla sarsmadan buzdolabına koyun ve bir süre buzdolabında tutun.
  • Hala tutmamışsa hiç denemediğim ama çok duyduğum bir yöntemi yazmak istiyorum.Yoğurt kavanozunu hiç bozmadan aynen olduğu gibi sıcak su dolu kabın içine oturtup bir kaç saat bekletebilirsiniz.
  • Her yoğurt mayaladığınızda yoğurdun bitimine yakın bir miktar mayalık ayırmayı unutmayınız.

Önemli bir püf noktası daha paylaşmak istiyorum.Şayet yoğurdunuz sulanıyorsa,kavanozlara mayalayıp ağzını fotoğrafta gördüğünüz şekilde kapatabilirsiniz.Yoğurt mayalanırken ağzı kapakla kapalı olduğundan terleme yapıyor ve sulanabiliyor.Kavonozların üzerine havlu kağıdı katlayıp koyun ve havlu kağıdın üzerinide güzelce streç filmle kaplayın.Yoğurdunuzun kalıp gibi olduğunu göreceksiniz.


    Tarif:

    100cc süt
    1 çay kaşığı yoğurt mayası

    Hazırlanışı : Süt kaynatılır,36-37 dereceye kadar (vücut ısısı) soğuması beklenir.1 çay kaşığı maya 1-2 kaşık sütle sulandırılarak kavanozdaki süte eklenir.Yavaşça karıştırılır.Hareket ettirmeden sıcaklığını koruyacak şekilde kalın bir örtüye sarılır ve 4-5 saat beklenir.Daha sonra 2-3 saat buzdolabında dinlendirilir.

    Not: Şayet daha fazla yapacaksanız, ben bir litrelik kavonoza üç tatlı kaşığı maya koyuyorum.

         

    4 Eylül 2012 Salı

    Anne ve Babalara İletişimin Anahtarları

    İletişimin Anahtarları


    • Çocuğunuzla birşey konuşurken onun seviyesine inin göz göze gelmeye çalışın. İşbirliği yapmaya daha istekli olacağını göreceksiniz.
    • Söyleyeceklerini bilseniz bile onu iyi dinleyin. Çocuğunuzun anlattığını sıkıntıdan patlasanız bile can kulağıyla dinleyin
    • Çocuğunuzu yargılamadan dinleyin. Böylece onun gerçek duygu ve sorunlarını öğrenme şansınız olur.
    • Çocuğunuzun duygularına karşı çıkmayın. Düşüncenin doğrusu yanlışı olsa bile duygunun doğrusu yanlışı olmaz.
    • “Korkuyorum” diyorsa ne var bunda korkacak diyerek karşı çıkmak yerine demek korkuyorsun diyerek yanında olduğunuzu hissettirin.
    • Yaşadığı problemden ne sonuç çıkardığını sorarak tercübe kazanmasına yardımcı olun. O sırada onunla asla tartışmayın ders vermeye çalışmayın. Mutlaka gerekiyorsa bunu duyguları yatıştıktan sonra yapın.
    • Çocuğunuzu kendinize düşman etmek istemiyorsanız “ben sana demedim mi” demeyin
    • Çocuğunuza emir vermeyin. Ondan isteyin .
    • Çocuğunuzla konuşurken fiillerin sonuna “ebilirsin” i ekleyin (yapabilirsin, üstesinden gelebilirsin öğrenebilirsin) şeklinde konuşun.
    • Çocuğunuzla iddalaşmayın, yumuşak sesle ben böyle düşünüyorum deyin ve susun.
    • Çocugunuza düşünce ve duygularını ifade etme fırsatı verin, cevap veriyorsa kızmayın.
    • Çocuğunuza bir satıcıdan istediği indirimi kavga etmeden almayı öğretin. Ona iyi model olun, kız çocuklar anneyi, erkek çocuklar babayı örnek alır.
    • Çocuğunuza doğru bilgi verin. Nasılsa anlamaz bunu onun için yapıyorum gibi gerçeklerin arkasına sığınmayın. Kaybolan güven geri gelmez

    Kaynak: www.facebook.com/bebekanneleri08