3 Temmuz 2012 Salı

Uyku Eğitiminde Nasıl Başarılı Olduk


Kaan Efendi Uykuda :)

Oğlum 4 aylık olduğundan beri, uyku en hassas ve takıntılı olduğum konu haline geldi. Oğlumla ilgili en çok gerçekleşmesini istediğim şey ona kendi kendine uyumasını öğretmekti. Kaan kolik bir bebek olduğu için onu uyuturken çektiğim sıkıntılar, uyutma çabalarım beni mahvediyordu. Nefesi kesilip morarana kadar saatlerce ağlar, en sonunda ağlamaktan yorulup sızar kalırdı. Doğal olarak bizde onu rahatlatmak için sallamaktan ve türlü türlü yöntemler üretmekten bitkin düşerdik.

Kolik bir bebek büyütmekte olan bir anne olduğumdan dolayı kolik bebeği maalesef sallamamak dışında başka bir alternatifin olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden de Kaan doğduğundan bu yana sallanmadığı bir çeşit kalmamıştır. Beşikte, kucakta, ana kucağında, ayakta, pusette ve hatta çarşafta sallandı. Özellikle kolik olduğu dönemde başlayan sallanma maceramız sonucunda Kaan sallanmadan uyuyamaz hale geldi.

5.aylıktan itibaren uyku eğitimi hakkında araştırmalara başladım. Uyku eğitimi üzerine kitaplar edindim, uyku danışmanlarının yazılarını okuyarak internetten araştırmalar yaptım. Kendi kendine uyuyan bebeklerin annelerinden nasıl başardıklarını dinledim, velhasıl araştırmadığım kaynak kalmadı. Hatta bir ara uyku danışmanı Seride Karakuşla iletişime geçtim, fakat fiyatların çok yüksek olması nedeniyle danışmanlık almaktan vazgeçmektim.

Araştırmalarım sonucunda bebeklere, uyku eğitiminin 4 ile 6 ay arasında başlanması gerektiği öğrenmiştim ve Kaan’da 5 aylık olduğu için eğitime başlamaya karar verdim. İlk 3 gün boyunca kendi kendine uyutmayı başardım fakat ne olduysa, o üç günden sonra bir türlü devamını getiremedim. Aksine Kaan daha da huysuz, uykuya direnen, uyuturken çığlık çığlığa ağlayan bir bebek haline geldi. Uyku eğitiminde kararlılığın büyük önem taşıdığını öğrendiğim halde maalesef uyku eğitimini kesmek zorunda kaldım. Ay sonu doktorumuza gittiğimizde o sıra stresten sütümün gittiğini ve oğlumun doymadığı için uykuya dalamadığını öğrendim.

İlk denemenin başarısız olmasıyla inanılmaz bir hayal kırıklığına uğramış ve bu eğitimin kolay bir iş olmayacağını daha iyi anlamıştım. Bir gün başarma ümidiyle çalışmalarımı rafa kaldırdım. Zira birkaç hafta içinde ek gıdaya geçecektik ve o dönemde sonucun pek iç açıcı olmayacağını tahmin edebiliyordum. Sonuç olarak ek gıda olayımızın biraz oturmasını beklemeye karar verdim. Bir taraftan da Kaan büyüdükçe işimin daha da zorlaşacağını bildiğim için o daha büyümeden bu işi başarmam gerektiğinin farkındaydım.

7.ayda tekrardan uyku eğitimi için harekete geçtim. Zamanlamaları bir türlü doğru ayarlayamadığımdan dolayı ikinci denememde de sonuç maalesef hüsran oldu. Anne sütünün yeterli gelmemesi, ek gıdaya geçiş derken bu sefer de diş çıkarma sürecimiz başlamıştı.

10.ayda tekrar denememe rağmen sonuç yine başarısız oldu. Nerede hata yapıyorum diye kendimi sorgulayıp durdum. Toplam da 3 kez denedim hepsinde de başarısız olmama rağmen yine de pes etmedim fakat biraz ara verdim.

12.ayda Kaan artık var gücüyle uykuya direnerek zıvanadan çıkar hale geldi. Her diş çıkardığı dönemde sallama şeklinin değiştirilmesini istiyordu. Önceleri ayakta sallanırken birden pusetinde sallanarak uykuya geçmeye başladı. Pusette sallanmakta çözüm olmayıp çarşafta sallanarak uyumak istediği gün, bu sallanma işine artık yeter dediğim gün oldu. Evde tek başıma olduğum için onu çarşafta tek başıma sallayarak uyutmak tek kelime ile beni mahvetmişti. Ne yapıp edip oğluma kendi kendine uyumayı öğreteceğime söz verdim. Öncelikle bunca zaman kitaplarda okuyup araştırarak öğrendiğim tüm bilgileri kafamdan sildim attım. Bu kez tamamen kendi içgüdülerimle ve oğlumu izleyerek hareket etmeye karar verdim ki, iyi ki de öyle yapmışım.

Oğlum tam 12 aylık olduğunda tüm sabrımı toplayarak kendimi bu eğitim için hazırladım ve işe koyulmaya başladım. Önce gece uykusundan başlamalıydım, çünkü en kolay gece uykusuna geçiyordu. Ben de kolay olandan başlayarak bir altyapı oluşturmak istedim. Nasıl mı? Önce Kaan’ın iyice uykusunun gelmesini bekledim oysaki kitaplarda bunun tam tersini yazıyordu; “Çocuğunuzun doğal uyku saatini geçirirseniz, vücudu kortizol dâhil bir takım hormonlar salgılayacak ve bunlar çocuğunuzun hafif gerginleşmesine yol açarak uykuya dalmasını engelleyecektir.” Ama ben dediğim gibi kendi annelik içgüdülerimle hareket etmeye kararlıydım. İlk denememizde iyice uykusu geldiğinde odasına giderek ışığı kapatıp yatağına birlikte uzandık. Kaan böyle bir uykuya geçiş şekline alışık olmadığı için hemen kalktı odanın içinde turlamaya başladı. Ben hiç yerimden kalkmadım ve bir süre uyur numarası yaptım. Kaan benim uyuduğumu düşündüğü için uzunca bir süre odanın içinde kendi kendine dolandı durdu. Uyku daha da fazla bastırmaya başlayınca yanıma gelerek huysuzlanmaya başladı. Bu kez yer yatağının içinde kendini bir oraya bir buraya deviriyor, totosunu havaya dikip sağa sola atıyordu. Ben hala uyku numarasına devam ediyordum. Huysuzluğu iyice artmasına rağmen ben hiçbir şekilde sallamamaya kararlıydım. Benim üzerime çıkmaya çalışıyor, uykuya direnmek için elinden geleni yapıyordu. Ama o kadar uykusu vardı ki ayakta bile duramıyordu. Odaya girmemizin üzerinden 2 saat geçmesine rağmen halen uyanık olarak odadaydık. Ben sabrımın sonuna gelmiş olmama rağmen yine de çaktırmadan yarı açık gözlerle Kaan’ı izliyor, bir yandan da içimden dua ediyordum; “Allah’ım ne olur uyusun ve ben de başardığımı göreyim.” Kaan doğduğundan beri kendi kendine uyuyan bir bebek olmasını çok ama çok istiyordum. Kendi kendine uyuyan çocukların annelerinden hikâyelerini imrenerek, hatta kıskanarak dinliyordum.

2 saatlik maratonun sonunda ne kadar huysuzlanıp dirense de çabalarımın karşılığını görmüştüm. Kaan totosunu attığı yerde sızdı kaldı hem de çığlık çığlığa ağlamadan. Uykuya daldığından emin olmak için öptüm, kokladım ve büyük bir mutlulukla ciddi ciddi uykuya dalmış olduğunu anladım. Hemen koşar adımlarla odadan çıktım, eşimin yanına gidip zafer işareti yaptım. Sonunda başarmıştım, inanılır gibi değildi. Uyuması her ne kadar 2 saati bulduysa da Kaan sonuçta sallanmadan uyumuştu. Kazandığım bu zafer üzerine gaza gelerek kendi kendine uyku seanslarını devam ettirme konusunda daha da isteklendim. Yaptığım programa göre önce gece uykusuna geçişini oturtmam gerekiyordu. Bu yüzden 2.akşam olduğunda yine gece uykusuna geçiş için aynı şekilde odaya girip ışıkları kapattım. Bir önceki gece olduğu gibi 2 saat sonra akıllı oğlum yine kendi kendine uyudu. 3.akşam yaptığımız denemede uykuya geçmesi yine 2 saati buldu. Kazandığım üç zafer benim gibi sabırsız bir insanı bile bir zafer abidesine dönüştürmüştü. O kadar mutluydum ki oğlum 4.akşam 1.5 saatte, sonraki akşam 1 saatte derken en son 10 gün sonrasında en geç yarım saat, en çabuk 10 dakika içinde kendi kendine uyuyabiliyordu.

Bu süreç boyunca özellikle uykuya geçerken oğluma dokunmamaya veya sarılmamaya dikkat ettim. Tamamen bağımsız bir şekilde uyumayı öğrenmeliydi ki bir sonraki aşamada oğlumu odasına bırakıp çıkabileyim. 2 hafta gibi zaman içerisinde Kaan artık gece uykularında tamamen kendi kendine uykuya dalmayı öğrendi. Kaan 1 ay boyunca sadece gece uykusuna bu şekilde geçti.

Kendi kendine uyumanın nasıl müthiş bir şey olduğunu görünce sıra gündüz uykularına da aynı şekilde geçmeye gelmişti. Gündüzleri hala sallanarak uyuyor ve uykuya direnmeye devam ediyordu.

Tam bu dönemde Bursa’ya abimlere gitmiştim ve yabancı ortam Kaan’ın düzenini altüst etmişti. Hele bir de gündüz gezmelerine filan gitmeye başlayınca oğlum uykusunu alamıyor ve huysuzlanıyordu. Dayısının ve evdekilerin gözünde bir önceki ziyaretimizden kalan “Kaan sürekli ağlayan bir çocuk” imajı da giderek pekişiyordu. Oğlumun huzursuzluğu istemesem de bana da yansıyor, bende gereksiz yere strese giriyordum. Hâlbuki misafirlikte olduğumuz için ev işi derdim de yoktu. Aksine oğluma ayıracak bol bol vaktim vardı. Bunun farkına varınca yarım kalan işimi tamamlamaya karar verdim. Kaan’ın gündüz uykularını da düzene sokma zamanı gelmişti. Bu kez işimin daha kolay olduğunu düşünüyordum. Sonuçta Kaan’da kendi kendine uyumak için az da olsa bir alt yapı vardı. Ancak bir yandan da gündüz uykularının eğitiminin çok daha zorlu olduğunu da biliyordum. Uyku ile ilgili yaptığım araştırmaların özeti “Uyku düzeni konusunda çalışmaya başladığınızda önce gece uykuları, sonra sabah uykuları ve en son da öğleden sonra uykularının düzene girdiğini göreceksiniz” idi. İlk aşamada kazandığım zaferden de güç alarak bütün sabrımı toplayıp eğitime başladım. Aslında çok fazla söze gerek yok; ilk aşamada ne yaptıysam aynı şeyleri kararlı bir şekilde uygulamaya devam ettim. Kaan’ın uykusu iyice gelince odaya girdik, perdeleri kapattık. Ben yanına uzandım, Kaan önce odayı turladı, sonra mızmızlandı. Sonunda yatağına gelerek (bu arada yer yatağında yattığımız için büyük kolaylık oldu) totosunu devire devire ilk önceleri yaklaşık 1.5 saatte sabah uykusuna dalmayı başardı. Öğleden sonra da yine aynı şekilde 1.5 saat içinde uykuya geçti. Gündüz uykularını alıştırma denemelerimde ilk gün benim tahminimden de kolay geçti. Aynı şekilde 2.gün, 3.gün eğitime devam ederken bir baktım ki bizim sallanma olayı tarih olmuş. Kaan şu anda yaklaşık 1.5aydır gece uykusuna, 20 gündür ise gündüzleri kendi kendine uyuyor. Uyku eğitiminde başarmak istediğim son şey ise daha önce belirttiğim üzere uyku için Kaan’ı odasına götürüp Kaan’ın gerçekten kendi kendine (yanında ben olmadan) uykuya geçmesini başarmak. Bunu da becerebilirsem değmeyin benim keyfime.

Ben de oğluma 1 yaşından sonra sallanmayı bıraktırmış olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Oğlumu ağlama krizlerine sokmadan, çığlık çığlığa bırakmadan uykuya geçme eğitimini tamamlayabildiğim için başarılı olduğumu düşünüyorum. Sallanarak uyuduğu dönemleri düşünüyorum da Kaan sallayarak uyutulduğunda daha çok ağlıyordu. Sonuçta farkında olmadan bazen erken ya da bazen de geç uyutmaya çalışabiliyordum. Bu durumlara Kaan çığlık çığlığa kalarak ve uykuya direnerek tepkisini gösteriyordu. Şimdi uyumadığı zaman biliyorum ki daha uykusu tam olarak gelmemiş ve daha zamanı var. Ayrıca kendi kendine uyumasını öğrendikten sonra uykularının hem süresi hem de kalitesi arttı. Gece ya da gündüz, uykusunun ortasında uyandığında bana ihtiyaç duymadan yeniden geri dalabiliyor ve uyku süresi kendiliğinden uzamış oluyor.

Son olarak bütün annelere bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bebeğim büyüdü bizim için artık çok geç diye asla düşünmeyin. Çünkü bu eğitim hem anne, hem de bebek için hakikaten büyük bir rahatlık ve de anlatılmaz bir konfor. Kalbinizin sesini dinleyerek ve bebeğinizi gözlemleyerek uyku eğitimi konusunda kendinizce denemelerde bulunun. Şunu bir kez daha belirtmekte fayda var ki uyku eğitimi vermek uzmanların yazılarında bahsedildiği kadar kolay değil. Zira her bebeğin karakteri birbirinden farklı, bu yüzden onları tek bir kalıba koymanın doğru olmadığını oğlumla yaşadığım tecrübede göstermiş oldu. Başarısızlıkla sonuçlansa bile denemelerde bulunmak gerekiyor. Başarısız olan her denemeden sonra hayal kırıklığına kapılarak umutsuzluğa teslim olmamak lazım. Uyku eğitiminin kilit noktası sabır ve tutarlılıktır. 


Bebekler hangi ayda ne kadar uyumalı merak ediyorsanız buraya tıklayınız.
Uyku eğitiminde püf noktalarını merak ediyorsanız buraya tıklayınız


Sevgili anneler sizin bebeğiniz günde toplam kaç saat uyuyor, bebeğinizde uyku düzeni oluşturabildiniz mi?
                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder