Yemek saatimizi özellikle detaylı olarak yazmak istiyorum.Yağmur arkadaşımızın tavsiyesi üzerine bir gün öncesinden annelerimizle anlaşarak yanımızda makarna yada pilav götürdük.Günün en güzel ve en anlamlı anı ise yemek saatiydi. Miniklerimiz önce sıraya dizilmeye çalışarak mutfağa girdiler ve masalarına oturdular. Masalarda yemeklerini bekleyen minikler hep birlikte iki elini masaya vurarak "yemek, yemek" diye tempo tutturduklarında öylesine güzel bir tablo çıktı ki ortaya, bu durum biz annelerin çok hoşuna gitti.Yemeklerini önüne koyduğumuzda ise hepsi birbirinden görerek yemeklerini kendi kendilerine bir güzel yediler. Biz annelerde çocuklarımızın yemek yemelerini hayranlıkla izledik.Genel olarak alışık değiliz tabii çocuklarımızın böyle kendi kendilerine bayıla bayıla yemek yemelerine. Kimi zaman bende dahil olmak üzere, biliyorum ki bir çok annemiz evde yemek yedirmek için kırk takla atıyoruz. Dayanamadım ve bu sahneyi çok kısa da olsa videoya almayı başardım.Keşke ilk baştan videoya alsaydım ama bu pek mümkün olmadı.
Son olarak da oyun saati bittiğinde hem kahve keyfi yapmak hem de günün değerlendirmesini yapmak adına çıkışta gidip bir yerlerde oturduk.Eve döndüğümüzde oğlumun yorgunluktan perti çıkmıştı, yemek yemeye bile hali kalmadı ve hemen uykuya geçti.Bir oyun günümüzü daha böylece bitirmiş olduk.Katılan tüm annelerimize ve Elmina anaokuluna teşekkür ediyorum.
Yukarıda bahsettiğim yemek saatimiz ama keşke ilk başta çekseymişim, yemeğin sonuna doğru çektim.İlk başta hepsi birden saldırdılar yemeklere, biz anneler mudahele etmeden belki zor tuttuk kendimizi ama iyiki de tutmuşuz.Anneler olarak müdahele etme huyumuzu bırakabilmenin bir yolunu bulmalıyız...
Oyun alanında oynarlarken...
Yemek saati geldi ve mutfağa gitmek için minikler sıraya girmeye çalışıyorlar...
İşte bu an görülmeye değerdi, "yemek yemek..." diye ellerini masaya vurarak tempo tutturmuş olan miniklerimiz yemeğin gelmesini sabırsızlıkla beklerken...
Çocuklarımızı böyle kendi kendilerine hep birlikte yemek yerken görmek ne kadar gurur verici...Bizim miniklerimiz büyümüşlerde artık kendileri yiyorlarmış, bugünleri de görecekmişiz demek ki...
Harikasınız...Kocaman bir maşallah deyin lütfen...
Dans dersimiz birazdan başlıyor, dansa hazırlık aşaması...
Yağmur teyzeleri eşliğinde "küçük kurbağa, ali babanın bir çifliği var" gibi şarkılarla dans edip coştular...Bizlerde alkışlarla tempo tutturduk...
Hepsinin elinde bir müzik aleti...
Şimdi bahçeye çıkma zamanı...
Bu da benim paşam, canım oğluşum kaydıraktan kayacakmış :)
Bahçede miniklerimizi ziyarete gelen solucan oldukça ilgi çekmeyi başardı.
Miniklerimiz solucanla tanışıyorlar, pek heyecanlandılar...Çocuklarımızda hayvan sevgisi oluşturmak adına hangi hayvan olursa olsun hep birlikte pür dikkat incelemeyi ihmal etmiyoruz...
Biz de bir kahveyi hak ettik öyle değil mi?
Biz kahvelerimizi yudumlarken çocuklarımızda oyun alanında oynamaktan geri kalmadı.Neyse ki bugün hava güzeldi, bakalım kış gelince ne yapacaklar.Açık havaya hasret kalacaklar, kışında kar topu oynarlar artık :)
Daha önceki oyun günlerimize göz atmak isterseniz burada
Çarşamba günü saat 10:00-13:00 arasında gerçekleşmektedir.Katılmak isteyen anneler aşağıda yorum kısmına katılmak istediklerini yazabilir, n.burcukahraman@gmail.com adresine mail atabilir yada facebook sayfamızdan mesajla ulaşabilirler.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder